Durdurabilir misin Zamanı ?

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Bazen, birlikte olduğumuz bir anı geliyor aklıma. Mesela , yağmurun altında, ikimizde sırılsıklamken , sarıldığımız an... Şimdi düşünüyorum o an'ı ... Yeterince sarılmadım sanki sana o an... Yeterince sıkı değildi... Yeterince öpmedim seni. Yeterince bakmadım yüzüne. Başka bir anı aklıma gelse, onda da aynı his, şimdi de hissettiğim. Yeterince gülemedik, yeterince hüzünlenemedik. Şimdi olsa, tekrar yaşasam o an'ı diyorum... Daha sıkı sarılırım, daha çok öperim, daha çok gülerim ... Ama öyle değil . Günlerce , her anımızı birlikte geçirsek bile, ben asla yetinemem ne kadar sıkı sarılsam bile... Ben asla doyamam sana sarılmaya... Seni öpmeye ... Tek bir şey, bizi bir arada tutabilir sadece, tüm gerçeklere rağmen. Eski bir anımıza gidip, ben göğsünde gözlerimi huzurla kapamışken, o an'a hapsolmalıyız.. O an, zaman durmalı... Sadece o an olmalı ... Tüm gerçekler , yalan olmalı ... Sonsuza dek, bana ait olmanın ve benim de sana ait olmamın tek yolu bu... Zaman durmalı. Başarabilir misin sen bunu sevgilim ? Beni yeterince sevmeye bile gücü yetmeyen sevgilim, durdurabilir misin zamanı ?

Kabullendim ...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Kendime acı çektirmeyi seven bir insanım. Ne fotoğraflarını yaktım, ne bana verdiklerini attım ...Her gün bir kere, sakladığım çekmeceden çıkartıp bakıyorum onlara. Özlediğimden değil. Özlemek şöyle dursun.
Göz göre göre unutuyorum işte seni anla... Kaçarak değil, kabullenerek kurtuluyorum senden, hafızama kattığın anılardan.
Yolda yürürken, senin kokun geliyor burnuma mesela, hemen çevreme bakınıyorum.Yoksun... Orda da kabulleniyorum. Bir tek sen öylesine güzel kokmuyorsun ki... Bunu kabullenip yürümeye devam ediyorum.
Sonra otobüste giderken, yol üstündeki bir çok dükkana,apartmana ismini vermişler görüyorum. Nerden çarpıyor gözüme bilmiyorum, seni tanımadan önce , hiçbirinin senin isminde olduğu dikkatimi çekmemişti. Olabilir diyorum.Herkesin,herşeyin ismi senin ismin olabilir. Onu da kabulleniyorum.
Geçen gün ilk defa, geçen kış giydiğim kırmızı montumu giydim. Nasıl sarıldıysan bana,nasıl sıkıca kenetlendiysek geçen kışın soğuklarında, işlemiş montumun kumaşına kokun. Kuru temizlemeye verdim. Her şeyi kabullenirim de, bana ait hiçbir şeye bulaşamazsın,karışamazsın artık ........
"Sezen Aksu-Unuttun mu beni?" çalıyor bir de ben bunları yazarken... Seni gördüğüm en son gün, "Dinledin mi?, Çok güzel " demiştin. Sen gittikten sonra her gün dinledim. Unuttun mu beni , bilmiyorum. Unuttuysan, zor olur, çok zor olur ama onu da kabullenirim.  Dedim ya, kendime acı çektirmeyi seven bir insanım. Sana hiç olamadığım kadar, kendime gaddarım. Kendim yakarım kendi canımı da, bir daha senin yakmana asla izin vermem !

Ben Güçlüyüm !

20 Mayıs 2012 Pazar

Duvarlar üstüme üstüme geliyor yine ...
Boğazımdaki kimin elleri ?
Kim yazdı bu son perdeyi ?
Kimler oynuyor benden başka?
Sevdiklerim ve beni sevdiklerini zannettiklerim mi ?
Oyunun sonunda ölen kim ? Ben miyim ?
Sevgisizlikten boğula boğula can veren ben miyim ?
Beni sevdiğinizi söylemeyin artık ,ben çığlıklarımla ağlarken ...
Sevdiniz mi ? Oysa siz beni hiç görmediniz ki ...
Tek bildiğiniz kendi kalpleriniz , kendi göz yaşlarınızın intikamı oldu ...
Siz duygularınızla hareket edip, göz yaşlarınızın intikamı alırken,
Benim duygularımı hiç gördünüz mü?
Benim gözyaşlarımı fark ettiniz mi?
Beni sevdiğinizi söylemeyin.
Bence artık sevdiğinizi zannetmeyin de ...
Kahkahalarımı bile mutluluktan sanıyorsunuz ama ağlamamak içindir oysa !
Ve ben yoruldum artık sizden çok !
Yoruldum sevdiklerimden ...Öldüm yorgunluktan ...
Yukarıdaki ... Perde kapansın artık ...

Sen HEP kırdın, biz HİÇ olduk ...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Ne olurdu, affedebileceğim bir hata yapsaydın ?
Seni affedebilseydim ben de...
Seni affedebilseydim ve seni affettiğim için kendimden nefret etmeyecek olsaydım keşke ...
Kendimi affetmesi en zor olanı... 
Kendime olduğum kadar kimseye gaddar olmadım ben çünkü,inan.
Seni affedersem, kendimi affedemem ben,bilirim. 
Ne olurdu, bu kadar kırmasaydın kalbimi, üstünde tepine tepine ...
Ne olurdu, bu kadar gurur abidesi olarak yaratmasaydı beni yukarıdaki ?
Sen , hep olması gerekenden fazla kırdın ve ben olması gerekenden fazla kırılgandım hep ...
Bir şeyler fazla geldi, bir şeyler eksik ...
Biz neyin fazla geldiğini, neyin eksik kaldığını bir türlü çözemedik.
Senin , beni kırmadan bir türlü kendimize gelemedik.
Kaybolduk, yok olduk ...
Ya hep ya hiç derdim ben...
Sen HEP kırdın, biz HİÇ olduk ...

Hayatımın erkekineee :P

Daha tanışmadık seninle ... 
Ve ya tanıştık, farkına varmadık birbirimiz için olduğumuzun ... 
Ama farkına vardığımız an terlikle koşturacağım peşinden !
"Nerede kaldın be adam ! Senin yüzünden kimleri aşk sandım ben, sen biliyor musun?" diyeceğim :)

Diyemedim ...

Bugün duyduğum en güzel cümleydi ...
Biri, bana dedi ki "ne güzel gülüyorsun, gülünce gözlerinin içi parlıyor"
Halbuki , o bana bu lafları söylerken, benim ara ara gözlerim doluyordu .
Diyemedim "gözlerimde gördüğün parıltı, gözyaşlarımı tutuyor olmamdan............"